“İhtiyaçlar Hiyerarşisi” insanların temel ihtiyaçlarından tutun da hayatına katmak istediği anlama kadar tüm ihtiyaçlarını belirli bir öncelik sırasına koyar.
Günlük hayatımızda – özellikle günümüz kapitalist dünyasında – sürekli bir ihtiyacımız oluyor ve tüketime yöneliyoruz.
Alışveriş merkezleri, online alışverişler, sosyal medya…inanılmaz bir pazarlama ve tüketim çılgınlığı.
İhtiyacımız olduğunu düşündüğümüz her şeyi alıyor, kullanıyor ve tüketiyoruz.
Çok çalışıyor, kazanıyor ve günün sonunda sosyalleşme ihtiyacı duyuyoruz.
Ya bir arkadaşımıza ya aile büyüklerimize veya akrabamıza gidiyor ya da sevdiklerimizle yeni açılan bir kafeyi deneyimleyerek sosyalleşme ihtiyacımızı gideriyoruz.
Yorgun geldiğimiz işimizden çocuğumuzun ve eşimizin gülümsemesiyle rahatlıyoruz.
En nihayetinde hasta olduğumuzda “Her şeyin başı sağlıktır!” diyoruz.
Bunlar hepimizin yaptığı günlük rutinler ve daha fazlası da var.
Yemek yeme, su içme, sağlıklı olma gibi temel ihtiyaçlar herkes için gerekli bu malum.
Ve bunlar olmazsa diğer ihtiyaçlarımızın hiçbir önemi kalmıyor.
Bu da aslında ihtiyaçlarımızın da bir öncelik sıralaması olduğunu gösteriyor.
Ancak sizi motive eden veya kendinizde eksik gördüğünüz ihtiyacınızı ve nasıl tamamlamanız gerektiğini hiç düşündünüz mü?
Bu yazımı gerçek içsel ihtiyaçlarınızı bilmek, onları yönetmek ve işinizi kolaylaştırmak için size rehber olması adına yazıyorum. Hadi başlayalım!

Amerikalı bir psikolog olan Abraham Maslow yaptığı çalışmalarda insan motivasyonunun dışsal etkilerden ziyade insanın içsel ihtiyaçlarına dayandığını ortaya koymuştur.
Buna yönelik insan ihtiyaçlarını da belirli bir öncelik sıralamasına göre düzenleyerek “İhtiyaçlar Hiyerarşisi”ni oluşturmuştur.
Abraham Maslow’a göre insan ihtiyaçları sınırsızdır ve bir ihtiyaç giderilince arkasından başka bir ihtiyaç doğar.
Aslında bu konuda hepimiz hemfikirizdir sanırım. Sadece tüketim anlamında değil bir işi başardığımız zaman aldığımız haz bile kısa süre sonra söner ve yeni bir şeyler aramaya yöneliriz.
Şimdi piramidin en altından başlayarak ihtiyaçlar hiyerarşisini detaylandıralım.
Maslow İhtiyaçlar Hiyerarşisi:
1- Fiziksel İhtiyaçlar:
Fiziksel ihtiyaçlar hepimizin yaşamak için ihtiyaç duyduğu temel ihtiyaçlardır.
Su içme, yemek yeme, boşaltım yapma, uyuma, barınma gibi ihtiyaçlar. Bunlar olmadan hiçbirimiz yaşayamayız.
Sağlıklı olmamız, hayatta kaldığımızı bilmemiz için gereken tüm ihtiyaçlar bu kategoride bulunuyor.
Bu ihtiyaçlar dünyada nispeten çoğu insanın giderebildiği ihtiyaçlardır.
Tabi ne yazık ki savaş olan, kıtlık olan yerlerde veya dünyanın gerçekten fakir bölgelerinde bu ihtiyaçları karşılamak bile ciddi mesele.
Bu ihtiyaçlarımız karşılanmadan diğer hiçbir ihtiyacın önemi kalmıyor.
Ciddi şekilde hasta olduğunuzu su içmekte veya yemek yemekte bile zorlandığınızı düşünün. Başka hiçbir şey düşünemezsiniz öyle değil mi?
Büyüklerimizin hep dediği gibi “Her şeyin başı sağlık!” 😊
Fiziksel ihtiyaçlarımızı karşıladığımızı düşünelim. Peki sırada ne var?
2- Güvenlik İhtiyacı:
Yine temel ihtiyaçlardan olan güvenlik ihtiyacı kendimizi fiziksel ve psikolojik olarak güvende hissetmemiz için gereken ihtiyaçlardır.
Maddi güvence, barınma ve sağlık güvencesi, yasalara uyum gibi ihtiyaçlar bu kategoridedir.
Kimse kendini güvende ve huzurlu hissetmediğinde belirli bir hedef doğrultusunda daha iyisini yapmak için motive olamaz.
Şehrinizde veya ülkenizde cinayet haberlerinin arttığını bir düşünün.
Öyle bir ortamda işe gidip gelirken bile ne kadar tedirgin olursunuz öyle değil mi?
Veya dünyanın bazı yerlerinde olduğu gibi terör problemlerinin yakınlarınızda arttığını düşünün.
Kimse böyle durumlarda hiçbir şey için motive olamaz hatta böyle durumları düşünmek bile kaygı sorunu oluşturmaya yeter.
Bunun nedeni de beynimizin özellikle bizi sürekli güvenli bölgede tutmaya programlı olmasıdır.
Herhangi bir durumda bir belirsizlikle karşı karşıya kaldığınız zaman ilk tepkiniz ne oluyor? Aklınızda ilk ne canlanıyor?
Belirsizlik yaşadığınız için seviniyor ve belirsizliğe doğru hızlı bir adım mı atmak istiyorsunuz?
Yoksa bir adım geri çekilip aklınızda tecrübelerinizi karıştırıp belirsizliği nasıl atlatabileceğinizi mi düşünüyorsunuz?
Ya da hemen güvenli bölgenize yani bildiğiniz alana çekiliyorsunuz.
Bazı insanlar belirsizliği çok severim, korkumun üzerine giderim dese de ilk tepkilerimiz her zaman güvenli tarafta kalma ve beynimizin bizi zorladığı güvenlik ihtiyacını gidermek olur.
Çünkü beynimiz belirsizlikleri sevmez ve kontrolün kendisinde olmasını ister.
Bu nedenle belirsizlik anında güvenli ihtiyacımız olduğuna dair sinyal yollar ve bizi orada hapseder.
Bazılarımız bu ihtiyacı hızlı bir şekilde gidererek güvenli bölgeden hızlıca çıkar bazılarımız ise güvenli bölge olarak gördüğü konfor alanını terk edemez.
Bizim için önemli olan şey – eğer ki dünyanın belli yerlerinde olduğu gibi kıtlık yoksa, fiziksel ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyorsak ve terör gibi yoğun sıkıntılı olaylar yaşanan yerlerde değilsek – temel ihtiyaçlarımızdan olan güvenlik ihtiyacını giderme de kendimizi geliştirmemiz.
Çünkü benim de gözlemlediğim çoğu insan ya kötü haberleri fazla izleyerek ya da kötü olayları bahane ederek güvenli bölgeden çıkmak istememeleri ve konfor alanlarını terk etmemeleri.
Hatta son zamanlarda popüler olan finansal özgürlüğe ulaştığını belirten insanların bile güvenli bölgeden çıkmakta olduklarını gözlemlemek beni oldukça şaşırtıyor.
Bu bölgeden çıkmadığınız sürece hiçbir şeye motive olamazsınız.
Ancak güzel olan şu ki bu ihtiyacı gidermek ve bu bölgeden çıkmak bir o kadar da kolay.
Güvenlik ihtiyacı ile ilgili beklentilerinizi düşürün.
Ve sizi kaygılandıracak dış etkenlerden uzak durun.
Enerjinizi sadece kontrol edebileceğiniz şeylere harcayın.
Çalışabilecek kadar sağlıklı mısınız?
Kiranızı veya ev kredinizi ödeyecek ve zorunlu ihtiyaçlarınızı karşılayacak kadar maddi kazancınız var mı?
İnsanlarla asgari düzeyde de olsa iletişim kurabiliyor musunuz?
Cevabınız evetse temel ihtiyacınız olan güvenlik ihtiyacınızı karşılamışsınız demektir. Artık diğer ihtiyacınıza geçebiliriz.
3- Sevgi ve Ait Olma İhtiyacı:
Hepimizin temel ihtiyaçlarımızı karşıladıktan sonra duyacağımız ilk ihtiyaç sevgi ve bir gruba veya topluluğa ait olma ihtiyacıdır.
İnsan sosyal bir varlıktır. Bu nedenle yanında sevebileceği, konuşabileceği, derdini anlatabileceği veya eğlenebileceği birilerini arar.
Evet bazılarımız yalnız kalmayı çok seviyordur ve buna ben de dahilim. Ama bu kesinlikle hayatımız boyunca yalnız kalmayı seviyoruz demek değil.
Herkes bir nebzede olsa yalnız kalıp kendisini dinlemek, ibadet etmek, meditasyon yapmak, hayal kurmak veya benim yaptığım gibi blog yazısı yazmak isteyebilir.
Ama en nihayetinde yalnız kalmak insana acı verir.
Bu nedenle çevremizde gördüğümüz bir güler yüz bile bizi mutlu etmeye yetiyor.
Çevremde birçok insanda özellikle tükenmişlik sendromunun pandemiden sonra artmasıyla içe kapanma ve iletişim kurmama sıkıntıları gözlemliyorum.
Ayrıca evden çalışanlarda da ilk başlarda güzel görünse de hızlı bir psikolojik yorgunluğa sebep olduğuna dair yazılar ve yakınmalar çokça karşıma çıkmakta.
Bu nedenle bu ihtiyacı küçümsememelisiniz.
“Ben kendimle gayet mutluyum, kimseye ihtiyacım yok diyebilirsiniz” ve bu bir yere kadar makuldür.
Ancak Mevlana’nın;
“Yalnızlık Allah’a mahsus, her canlı bir eş arar. Taşın kalbi yok ama, onu bile yosun sarar.”
sözünü ve İbn Haldun’un Mukaddime isimli eserinde geçen;
“İnsan için toplum hayatı yaşamak zorunludur. İnsan tabii olarak medenidir.”
sözünü de unutmamak gerekir.
Bu yüzden sevdiklerinizle vakit geçirin, onları arayıp sorun, dertlerini dinleyin ve neşelerine ortak olun!
Bu sizi çok daha enerjik ve hayata bağlı yapacaktır.
Ve bu sevgi Yunus Emre’nin;
“Yaradılanı severim Yaradan’dan ötürü”
sözlerindeki gibi karşılıksız olmalıdır.
Kendinizi sevin, insanları sevin ve size gelen sevgiyi kabul edin!
Unutmayın! Herkesin herkese katacağı birçok şey vardır ve hiç kimse diğeriyle tesadüfen karşılaşmaz.
Sevgi ve ait olma ihtiyacımızı giderdiğimizi düşünüyor isek şimdi de ortaya çıkacak diğer ihtiyacımızı öğrenebiliriz!
4- Özsaygı/Saygınlık İhtiyacı:
Hepimiz öyle ya da böyle başarılı olmak, bulunduğumuz ortamda kendimizi kabul ettirmek, saygı duyulan ve hakkında güzel konuşulan insan olmak isteriz.
Aynı zamanda çocuklarımızın da ileride bu ihtiyaçlarını karşılaması gerektiğini düşünür ve özgüvenli yetiştirmeye çalışırız.
Hem kendimiz hem de çocuklarımız için bağımsız, kendi kararlarını alabilen, özgüvenli bireyler olmak en önemli isteklerimizdendir.
Evet gerçekten de günümüz dünyasında başarmışlık hissi ihtiyacı özellikle herkes tarafından peşinden koşulan en önemli ihtiyaçlarımızdandır.
Ve bir önceki “Sevgi ve Ait Olma İhtiyacı” ile birlikte psikolojik ihtiyaçlarımızı oluştururlar.
Tabi burada insanlar özgüvenli olmak, kendilerine güvenilmesini ve saygı duyulmasını isterken diğerlerine de saygı ve güven duymak ister.
Bu şekilde bakıldığında bu ihtiyaç çift yönlüdür.
Yaptıklarınızın takdir edilmediğini, küçük görüldüğünü bir düşünün.
Canınız ne kadar çok sıkılır öyle değil mi?
O işi bir daha yapmak istemez ve takdir etmeyenlerle bir daha konuşmak istemezsiniz.
İş dünyasında sıkça karşılaştığımız bu durum birçok insanda depresyon gibi psikolojik sorunlara neden oluyor.
Ve bu psikolojik sorunlar da psikolojik ihtiyaçlarımızın karşılanamamasına ve kendimizi güvende hissetmememize neden oluyor.
Yine beynimiz güvenlik ihtiyacı oluştuğuna dair sinyal gönderip kendimizi güvenli bölgeye kapatmamıza neden oluyor.
Bu döngüden çıkmak için değer vereceğiniz insanı seçmeli, değer gördüğünüz insanları daha çok takdir etmeli ve en önemlisi kendinizi takdir etmeyi öğrenmelisiniz!
Bu size narsistlik gibi görünebilir ama değildir.
Sadece kendinizi takdir edin, kendinize güvenin ve değer verdiklerinize de aynı özeni gösterin!
Özgüven, saygı ve başarmışlık hissi ihtiyaçlarımızı karşılıyorsak en tepeye çıkmaya hazırız demektir!
5- Kendini Gerçekleştirme İhtiyacı:
Hiçbirimiz boşuna yaratılmadık. Allah hepimize bir şeyi gerçekleştirmek veya bir hayata dokunmak için yaşam hediyesini verdi.
Ve bu nedenin ruhumuzda kazılı olduğunu düşünüyorum. Sadece ortaya çıkartılmayı bekliyor.
Okuduğunuz her kişisel gelişim kitabında eminim ki maddelerden biri hedeflerini belirlemektir.
Hedef belirlemek çok önemli bir kavramdır ve hedefsiz ve amaçsız bir yaşam insanda ciddi bir boşluk duygusu ortaya çıkarıp insanı tüketebilir.
Ancak hedef belirlemeden önce en önemli şey “Ne istiyorum?” ve “Neden istiyorum?” sorularına tatmin edici cevap bulmaktır.
Bu konuyu ayrı bir blog yazısında detaylıca yazıp bu sorulara tatmin edici cevap vermenizi sağlamayı umut ediyorum.
Ama önce burada birkaç cümleyle bahsedip kendini gerçekleştirme ihtiyacı için neden önemli olduğunu göstermek istiyorum.
Çünkü hala finansal bağımsızlığını dahi kazanıp boşlukta gezen ve kendini tüketen insanlar olduğunu görüyorum.
Kendini gerçekleştirme aslında ne istediğimizi ve neden istediğimizi gerçekten bilmekle ve gerçek anlamda tatmin edici bir hayat yaşamakla ilgilidir.
Ve bunlar sadece maddi şeylerle ilgili değildir.
Hayır işlemek, iyi bir ebeveyn olmak, engelliler için yeni şeyler üretmek isteyen bir mühendis olmak…Aklınıza gelebilecek her şey olabilir.
“Değişimin 6 Seviyesi-NLP’nin Mantıksal Seviyeler Modeli” blog yazımda da en üstte bulunan “Amaç/Maneviyat” seviyesinin ne istediğini, neden istediğini bilme ve kendini gerçekleştirme ile ilgili olduğunu anlatmıştım.
İnsanların çoğu “Ne istiyorsun?” diye sorulduğunda para, sağlık vb. şekilde cevaplar verirler.
Siz de böyle cevaplar veriyorsanız bu sefer de “Bunu neden istiyorum?” diye ısrarla sormaya devam edin.
En sonunda gerçekten ne istediğinizi bulacaksınız ve bunun heyecanıyla kendini gerçekleştirme ihtiyacınızı gidermek için eyleme geçmeye başlayabilirsiniz.

Bu grafiği özellikle koymak istedim.
Çünkü tüm ihtiyaçların belirli bir sırayla karşılanması veya bir ihtiyacınızın görünmesi için bir önceki ihtiyacınızın tamamının karşılanması gerektiğini düşünebilirsiniz.
Ancak işler böyle yürümez.
Kişisel gelişiminiz ilerledikçe ihtiyaçlarınız değişecek ancak diğerleri hiçbir zaman bitmeyecek.
Çünkü hayatta sürekli bir değişim ve dönüşüm halindeyiz.
İhtiyaçlarımız da aynı şekilde sürekli değişmekte ve kendini yenilemekte.
Bu nedenle aktif olmalı, değişime ayak uydurmalı ve “Sırada ne var?” diyerek devam etmeliyiz.
Hepinize ihtiyaçlarınızın farkında olduğunuz ve en yüksek seviyede ihtiyaçlarınızı karşıladığınız güzel zamanlar diliyorum!
Enerji dolun! Kendinize inanın! Tutkuyla yaşayın!
Kendinize çok iyi bakın!
Leave A Reply