Bu yazımda sizlere NLP’nin uluslararası düzeyde eğitimcilerinden biri olan Robert Dilts’in antropolog Gregory Bateson’ın çalışmasını genişleterek değişimi yönlendirme konusu üzerinde oluşturduğu ve Değişimin Mantıksal Seviyeleri adını verdiği modelden bahsedeceğim.
Bu altı seviyeli model ile birlikte bireysel değişimdeki sorunların veya insanlarla iletişimdeki sorunların hangi seviyede olduğunu ve hangi seviyelerde değişim yapmanız gerektiğini keşfedebilir ve seviyelerde yapılan değişimlerin diğer seviyeleri nasıl etkilediğini ve hayatınızda çözüme daha hızlı nasıl ulaşabileceğinizi fark edebilirsiniz.
Gerçekten ufkunuzu açacak etkili bir yazı daha başlıyor!

Mantıksal Seviyeler:
1- Çevre:
Robert Dilts’in Mantıksal Seviyeler Piramidinde de gördüğünüz üzere ilk seviye olan “Çevre”nin sorusu “ne zaman?” ve “nerede?” sorularıdır.
Yani kişinin bulunduğu ortam ve dış koşulları ifade eder. Bu seviye insanların tepkisel boyutudur.
Bu seviyede bulunan kişiler daha çok verdikleri tepkilerinde bulundukları ortamlardan ve kişilerden bahsederler.
Örneğin bir hobinizle ilgili bir kursa gittiğinizde sizinle aynı hobiyi paylaşan insanlarla iletişime geçecek, uyumu yakalayacak ve belki de bu uyum sayesinde büyük kazanç elde edeceksiniz.
Çevre düzeyinde elde ettiğiniz başarının sonucunda “hobi kursunda olmasam ve oradaki insanlarla karşılaşmasam bu başarıyı elde edemezdim.” cümlesini kurmanız kaçınılmaz olacaktır.
2- Davranışlar:
Bu seviyenin sorusu da “Ne?” sorusudur. Bu düzey kişinin bilinçli düzeyde davranışları ve düşüncelerini kapsar.
Burada kişi bir duruma vereceği tepkiyi bilinçli düzeyde düşünür ve davranışa geçer. Yani yaptıklarımız bir amaca yöneliktir.
Bu düzeyde insanlar bir durum hakkında ne düşündüklerinden, duruma tepki olarak ne yaptıklarından ve davranışlarının ne sonuç doğurduğundan bahseder.
3- Yeterlilikler:
Üçüncü basamakta bulunan bu seviyenin sorusu da “Nasıl?” sorusudur. Bu düzey insanların alışkanlık haline gelmiş davranışları, fiziksel becerileri, düşünme stratejileri ve tüm yetkinlikleri ile ilgilidir.
Örneğin sosyal medyada ve etrafınızda araba kullanırken rahatlıkla sohbet eden ve hata yapmayan şoförler, sebze ve meyveleri incecik ve çok hızlı kesen aşçılar, birçok matematik işlemini aklından hızlıca yapanlar, çalışanların çözüm bulmakta zorlandığı konuları anında çözen yönetici veya tecrübeli çalışanları ve benzerlerini görmüşsünüzdür veya onlardan birisinizdir.
İşte yeterlilik seviyesinde davranışların nasıl beceriye dönüştürüleceğinin stratejisi bulunur.
4- İnanç ve Değerler:
En önem verdiğim seviyelerden biri olan “İnanç ve Değerler” seviyesinin sorusu ise “Neden?” sorusudur.
Bu seviye, insanların neyin mümkün olduğuna inandıkları ve onlar için neyin önemli olduğunu belirledikleri seviyedir.
Hayatınız boyunca bir şeyi – bu bir müzik aleti çalma, bir spor türünü öğrenme, yazılım öğrenme, sayısal derslerde iyi olma vb. – yapmak isteyip de bunu yapamayacağınıza inandığınız bir anın olduğuna eminim.
Bu birçoğumuzun başına gelen bir şey. Yapmak istiyoruz ama yapabileceğimize daha başlamadan inanmıyoruz.
Burada kötü bir haberim var inanmadan yapamazsınız. Veya yapacağınıza inansanız bile önemli olduğunu düşünmüyorsanız ve kendinize “bu bana ne katacak ki?” veya “buna değmez.” diyorsanız yine yapamazsınız.
İnançlar ve değerler seviyesi tüm inançlarımızın ve değerlerimizin hatta çatışan inanç ve değerlerimizin de farkına vardığımız seviyedir.
5- Kimlik:
Kendimizi ve hayattaki misyonumuzu tanımladığımız bu seviyenin sorusu da “Kim?” sorusudur.
Bu seviye, insanların inanç ve değerleriyle kim olduklarını tanımladıkları ve hayattaki amaçlarını belirledikleri seviyedir.
“Ben sigara içen birisi değilim.” diyen biri sigara içmemeyi “Kimlik” seviyesine çıkarmıştır ve sigara içme eylemine kolay kolay geri dönmez.
Bu seviyede kişiler kendilerini tanımladıkları kimlik özelliklerinin farkına varabilir ve pozitif yönde zenginleştirebilir.
İnanç ve değerler de olduğu gibi kimlikler de değiştirilip geliştirilebilir.
6- Amaç (Maneviyat):
Son seviye olan “Maneviyat” seviyesinin sorusu da “Başka ne?” sorusudur.
Hayatta hepimiz öyle ya da böyle bir şeye, bir yere veya daha büyük bir amaca ait olma isteğine kapılmışızdır.
Ne kadar başarılı olursa olsun, ne kadar para kazanırsa kazansın hep bir şeylerin eksikliğini hisseden ve bir arayışta olan insanları; özellikle insanların önem seviyesinin sürekli değiştiği ve bolca bencilleştiğini gördüğümüz bu dönemlerde çokça görmüşüzdür.
Hatta yeterince başarılı ve zenginken bile aradığını bulamayıp intihar eden insanları dahi görüyoruz.
İşte bu seviye insanların bu maneviyat arayışından, ait olma isteğinden, kişilerin insanlıkla, evrenle, Allah’la, tanrıyla vb. kurmak istedikleri uyumla alakalıdır.
Bu seviyede kendini gerçekleştirme ihtiyacı giderilir. İlk yazımda sizlere söylediğim Tony Robbins’in “Yaşamın sırrı vermektir.” sözü işte bu seviye ile ilgilidir.
Bu mantıksal seviyeleri bilmek size probleminizin hangi seviyede olduğu hakkında farkındalık oluşturacak ve çözüm bulmanızı daha hızlı ve kolay bir hale getirecektir.
Ancak burada farkında olmanız gereken önemli bir konu ise problemleri oluştuğu boyutta çözemezsiniz.
Einstein’ın sözünü hatırlatarak buna bir örnek verelim:
Karşı karşıya kaldığınız aşılması güç
problemleri mevcut düşünce yapınızla çözemezsiniz.
İşyerinizde çalışma arkadaşlarınızla veya yöneticinizle yaşadığınız problemlerde size “Birkaç gün izin alıp dinlen.” veya “Bir tatile çıkmak sana iyi gelecektir.” çözüm önerilerini sunan çok kişi olacaktır.
Ancak izinden döndükten sonra aynı çevrede bulunmak sorunları çözmeyeceği gibi bir süre sonra zihninizde daha da büyümesine yol açacaktır.
Çünkü sizin de fark ettiğiniz gibi sorun “Çevre” seviyesindedir ve bu sorunu yine çevreyi değiştirerek aynı seviyede çözmek olanaksızdır.
Burada bir üst seviye olan “Davranış” seviyesine çıkarak “Ne yapabilirim?” sorusunu sormalı ve davranış biçiminizi ve tepkilerinizi değiştirerek kalıcı çözüm aramalısınız.
Ne yapacağınızı bildiğiniz halde nasıl yapacağınızı bilmiyor iseniz bir üst seviye olan “Yeterlilik” seviyesine çıkarak “Nasıl yapabilirim?” sorusuna cevap aramalısınız.
Gördüğünüz gibi sorunların bulunduğu seviyeyi değiştirmek sorunlara dışarıdan bakmayı ve kalıcı çözümlere ulaşmayı mümkün kılacaktır.
İletişimde ayrıca seviye karışımları ve bunun sonucunda problemlerin büyümesi ve iletişim kopmalarına neden olan süreçler yaşanabilir.
Örnek vermek gerekirse bir çocuğa ebeveyni yaptığı bir hatada “sen gerçekten geri zekalısın böyle şey yapılır mı?” dediğini bir düşünün.
Etrafınızda böyle örnekler çokça görme ihtimaliniz yüksek.
Bu sözü söyleyen ebeveyn elbette çocuğunun geri zekalı olduğunu düşünmüyordur ancak çocuğunun yaptığı hatayı “Davranış” seviyesinden “Kimlik” seviyesine çıkarmıştır.
Ebeveyn bunu istemese de çocuk söylediği söze inanır ve bunu kimliğine yansıtır.
Özellikle çocuklarda ebeveynlerinin kendileri için söylediklerine inanma eğilimi çok yüksektir.
Burada yapılması gereken “Davranış” seviyesinden “Yeterlilik” seviyesine çıkılması ve çocuğa bu hatayı nasıl düzeltebileceği ve doğruyu nasıl yapabileceğinin öğretilmesidir.
NLP mantıksal seviyelerden özellikle “İnanç ve Değerler” ve “Kimlik” seviyelerine odaklanır.
NLP bizi sınırlayan inançlarımızı ve kimliğimizi değiştirerek nasıl daha hızlı yol kat edebileceğimizi bize öğretir.
Ben yazılarımda sadece NLP tekniklerinin yanı sıra farklı konu ve tespitlere de girerek ayrıca “Maneviyat” seviyesinden bahsedecek ve kendiniz için daha tatmin edici bir yaşama ulaşabilmenize yardımcı olmaya çalışacağım.
Sizlerden de sosyal medyadan veya mail adresimden benimle iletişime geçmenizi ve sizin hayatınızdan ve yaptıklarınızdan da öğrenmeyi dört gözle bekliyorum😊
Enerji dolun! Kendinize inanın! Tutkuyla yaşayın!
Kendinize çok iyi bakın!
Leave A Reply